28 Eylül 2010 Salı

Ahmed Arif Blog’s oluşumu ve şiir üzerine ya da kolektif çağrı

Ahmed Arif Blog’s! uzun bir süredir düşünülen ama bir türlü pratiğe geçirilemeyen bir sorunun cevabıdır.

Bu yüzden o soruyu şimdi sorma fırsatı buluyoruz bu blogdan, işin açıkçası hem heyecan verici hem de becerebilirimle geçen bir süreçten sonra, böylesi bir girişim içerisine girilmiş bulunuldu.

Soru şuydu(?) neden Ahmed Arif adına, Ahmed Arif şiirlerini, yaşamını, kavgasını anlatan ‘özel’ bir web sayfası yok, biliyoruz ‘işi gücü bırakıp bunlar mı düşünüldü onca sorunlar arasında” ya da “aradığımız her şeyi bir şekilde net üzerinden bulabiliyoruz, buna gerek yoktu”da diyebilirsiniz.

Göreceli bir konu bu ve tartışmaya açık bir kapı, bunu biliyoruz. Hani ‘şiir’i ne kadar ciddiye alınacağı açık bir tartışma konusudur kişinin ama her türlü sözlü – yazılı – görselde kendini buluyorsa bi’şey ve birey, hayli hayli tarzı önemli değil ama şiiri de içselleştirmiştir okuyucu diyerek düşünüyoruz.

Bu arabeskvari bir şiir olur, bu lirik ve/ya da başka bir tarz ve post-modernist şiir vb. imgeci olur. Ama sonuçta şiirdir ve etkileme gücüne bağlıdır. Kullandığı dil olsun, dinleyicisine ve okuyucuya hitap olsun değişkenlik gösterebilir. Sonuçta kullanılan şiir dilinin gücüne bağlıdır.

Oysa Ahmed Arif, başlı başına bir ekolü resimlemektedir, farklıda olsa Nâzım Hikmet dönemi gibi, Can Yücel ve Hasan Hüseyin, Enver Gökçe’lerle birlikte, birçok eski ve de yeni şairler için (örnekler çoğaltılabilir) önemli bir yerdedirler. . Elbette buna Brecht’te, Neruda ve Lorca gibi diğer şairlerde dâhil olmak zorundandırlar. Çünkü aynı dili yani halk dilini kullanmışlardır. Ki halende konuşmaktadırlar. Bunun adı da enternasyonalizmdir. Neticede şiirin bizce dili de bu yüzden kavgadır.

Sonuçta ‘şiirlerin birer halkların anadili” oluşundan kaynaklanmaktadır.

Zira büyük üstat Nâzım Hikmet'ın aksine Ahmed Arif üzerine yaygın bir bilgi dağarcığımız yok, ama neden olmasınlar(?)da var, şüphesiz Nâzım Hikmet gibi Ahmed Arif’te yukarıda az – çok adını andığımız ve (isimlerini sıralasak sayfaların yetersiz kalacağı) diğer şairler üzerine bilgi sayfaları neden olmasın? Hele – hele teknolojinin ön plana çıktığı günümüz bu dünyasında ve bunun ilk adımı neden şuan Ahmed Arif olmasın?

Günümüzde milliyetçilik gibi tehlikeli olgular üzerinden Nâzım Hikmet ve Ahmed Arif’i ayırmaya kalkışanları da düşününce onların aksine Nâzım Hikmet’in Ahmed Arif’e, Ahmed Arif’in de Nâzım Hikmet’le birlikte diğer şairlere bir el uzatıldığı neden düşünülmesin?

Çünkü ne Nâzım Hikmet’i Ahmed Arif’ten, ne de Ahmed Arif’i Nâzım Hikmet’le birlikte José Marti’den, Bertolt Brecht’ten, Poplo Neruda’dan, Aragon'dan Garcıa Lorca’dan ya da Mayakovski gibi ayrı birer tarz yaratmış şairlerden ayrı tutabiliriz.

Bu çok mu zordur!

Hayır, zor değildir!

Zira başından beridir de aslında öyledir, değiştirmeye – değiştirilmeye uygun olunan ve bulunanları buna katmasak, şair ve şiirin gerçek anlamda önceliğini tarih boyunca aramak buna yeterlidir. Çünkü şiir ikna edicidir ve susturulamamıştır.

Atilla İlhan, İlhan Berk, Nâzım Hikmet gibi bu değerli üstatların bırakın (bazı istiğnalar dışında) yaratılmış kültür merkezleri dışında birer web sayfaları bile yok, bunun başında da Ahmed Arif gelmektedir. Çünkü o halk dilini bütün devletler kendilerine tehlikeli bir güç olduğu düşüncesine kaptırdıkları için susturulmaya çalışılmıştır, o yüzden diyoruz Ahmed Arif bunun başında gelmektedir.

Tıpkı Nâzım Hikmet’e sözde ‘vatandaş’lığını verenler gibi, Ahmed Arif’te hak ettiği yeri alacaktır/almalıdır. O yüzden bu WebBlog bunun ilk adımıdır ve biliyoruz ki ileride de bunun gerçek adımlarını atacak olanlar olacaktır.

Bu yüzden Ahmed Arif Blog’s adıyla burjuvazinin de çelişkilerini kullanarak, Ahmed Arif adında bir sayfa şuan açılmış durumdadır.

Elimizdeki materyal şu anlık google’da arama yapsanız bulabileceğiniz malzemeleri geçmez, hem yazılı hem de görsel anlamda, yalnız belirttiğimiz gibi bu ilk adımdır ve son olmayacaktır.

Bundandır ki, siir.kolektifi@gmail.com adıyla oluşturmuş olunan e-posta aracılığıyla, şiirin ikna edici ve birer halk dili olduğunu kanıtlamaya davet ediliyorsunuz şuan bu yazıyı okuyarak.

Bu davete katılın!

Bilgi notu: Ahmed Arif üzerine çeşitli yerlerde röportaj, biyografi vb. çeşitli materyal bulunanlar yukarıda verilen e-postayı kullanarak ulaşabilirler. Gönderilen materyaller göndericinin adıyla Ahmed Arif Blog’s da yayımlanacaktır.

Ahmed Arif

"Başta Nazım Hikmet olmak üzere, toplumcu şiirimizin ortak değerlerinin, hece şiiri, aruz ve halk şiirimizin yoğun, köklü bir sentezidir o."

Yaşamı
Ahmed Arif - Kürt şair ve gazeteci; 21 Nisan 1927'de Diyarbakır'da doğan Ahmed Arif Diyarbakır Lisesi'nden mezun olunca Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Felsefe Bölümü’nde okudu. Üniversite eğitimi sırasında iki kere TCK 141'ye muhalefetten tutuklandı. 1940-1955 yılları arasında değişik dergilerde yayınladığı şiirlerinde kullandığı kendine has lirizmi ve hayal gücüyle Türk edebiyatındaki yerini aldı. Türkçeyi en iyi kullanan şairlerdenhdir. Kürtçe yasak olduğundan Kürtçe yazamadı.

Şiirlerinde hep ezilen insandan yana oldu ve ezilenlerin kardeşliğine vurgu yaptı.

Şiirlerinin toplandığı tek kitabı Hasretinden Prangalar Eskittim 1968'de yayınlandı. Türkiye'de en çok basılan kitaplar listesindedir. Ahmed Arif şiiri hala gençliğe damgasını vurmaktadır. Ahmet Kaya, Cem Karaca gibi sanatçılarca bir çok şiiri bestelenmiştir. 2 Haziran 1991 yılında geçirdiği kalp krizi sonucu yaşamını yitirdi.

Edebi Eleştiri
Ahmet Oktay'ın Karanfil ve Pranga (Istanbul: Metis Yayınları, 1990) adlı çalışması Ahmed Arif şiiri üzerine yapılmış en detaylı çalışma olarak kabul edilir.

Ayrıca, Muzaffer İlhan Erdost'un 'Üç Şair' adlı kitabında da, Ahmet Arif şiirinin yorum ve çözümlemeleri bulunmaktadır.

Adiloş Bebe adlı şiiri Cem Karaca ve Moğollar tarafından şarkı yapılmıştır.

Şiir Kitapları
Hasretinden Prangalar Eskittim
(Everest yayınları, 57. basım, 2006);
Yurdum Benim Şahdamarım
(Everest yayınları, İstanbul, Kasım 2005, 5. Basım.)
Hasretinden Prangalar Eskittim
(1968-2008 40. Yıl Özel Basımı), İlk Basım: Mart 2008, Metis Edebiyat

Şiirlerinden Bazıları
Akşam Erken İner Mahpushaneye
Anadolu
Ay Karanlık
Bu Zindan Bu Kırgın Bu Can Pazarı
Diyarbekir Kalesinden notlar ve Adiloş Bebenin Ninnisi
Hani Kurşun Sıksan Geçmez Geceden
Hasretinden Prangalar Eskittim
İçerde
Kara
Karanfil Sokağı
Leylim Leylim
Merhaba
Otuz Üç Kurşun
Sevdan Beni
Suskun
Unutamadığım
Uy Havar!
Vay Kurban
Yalnız Değiliz

Bestelenen Şiirleri
Ay Karanlık:
Ahmet Kaya
-Maviye Çalar Gözleri-
Ay Karanlık:
Cem Karaca
-Ay Karanlık-
Diyarbekir Kalesinden Notlar ve Adiloş Bebe:
Cem Karaca
-Adiloş Bebe-
Diyarbekir Kalesinden Notlar ve Adiloş Bebe:
Grup Yorum
-Adiloş Bebe-
Diyarbekir Kalesinden Notlar ve Adiloş Bebe:
Grup Kızılırmak
-Adiloş Bebe-
Diyarbekir Kalesinden Notlar ve Adiloş Bebe:
Moğollar
-Adiloş Bebe-
Hasretinden Prangalar Eskittim:
Ahmet Kaya
-Hasretinden Prangalar Eskittim-
Hasretinden Prangalar Eskittim:
Suavi
-Hasretinden Prangalar Eskittim-
İçerde:
Rahmi Saltuk
-Dağlarına Bahar Gelmiş Memleketimin-
Kara:
Grup Ekin
-De Be Aslan Karam-
Otuzüç Kurşun:
Grup Baran
-Otuzüç Kurşun-
Otuzüç Kurşun:
Zülfü Livaneli
-Kirvem-
Otuzüç Kurşun:
Fikret Kızılok
-Vurulmuşum-
Otuzüç Kurşun:
Onur Akın
-Otuzüç Kurşun-
Suskun:
Fikret Kızılok
-İki Parça Can-
Suskun: Ahmet Kaya
-Suskun-
Unutamadığım:
Grup Baran
-Unutamadığım-
Uy Havar!:
Ahmet Kaya
-Oy Havar-
Vay Kurban:
Grup Baran
-Seni Sevmek Felsefedir-
Vay Kurban:
Grup Yorum
-Gün Ola-